Tıbbi Biyokimya Prof. Dr. Figen Gürdöl 4. Baskı

TIBBİ BİYOKİMYA PROF. DR. FİGEN GÜRDÖL 4. BASKI
4. BASKININ ÖNSÖZÜ
“Bütün insanların doğasında öğrenme isteği vardır” der Aristoteles. İnsan, hayatı boyunca daima daha fazla bilgi sahibi olmaya çalışır. Bilim tarihine bakıldığında ilk araştırmaların canlılık sırlarını çözmek üzerine yoğunlaşmış olduğu görülür. 17. yüzyılın ortalarında ışık mikroskobu sayesinde en küçük yapısal birim olan hücre keşfedilir. O günden sonra bilim insanlarının ilgisi, bu yapıyı oluşturan atanı ve moleküllere yönelir. Acaba biyolojik yapıyı oluşturan moleküllerin cansız alemdeki moleküllerden ne farkı vardır? Bu sorunun cevabını bulmak için hücre parçalanarak yapısal bütünlüğü bozulur. Parçalanan hücrede fonksiyonların devanı ettiği fark edilir. Yapısal bütünlükten bağımsız olarak fonksiyonların sürdürülmesi, canlılığın özünde kimyasal etkileşimlerin bulunduğunu net bir şekilde ortaya koyar. Böylece yeni bir bilimin kapısı aralanır. Bu bilim, Cari Neuberg’in 1903 yılında koymuş olduğu adla anılan Biyokimya’dır.
İnsanın kendini tanımak uğruna bilim aleminde kat ettiği yol çok uzun ve zahmetlidir. Ama bu yolculuk onun evrene ve yaşama dair birçok sorunun cevabını bulmasını da sağladığı için harcadığı emeğe değer. Biyokimya bilimi insanı bütün yaşamsal fonksiyonları ile tanımak, hayata bakışını o donanımla biçimlendirmek isteyenler için çok yararlı bir rehberdir. Başta tıp olmak üzere sağlıkla ilgili alanlarda kazanılan bilgiler ancak biyokimyanın temel kavramları üzerinde yapılandırılabilir.
Söze Aristoteles ile başlamıştık, konuyu onun bir cümlesiyle bağlayalım: “Bilim, iyi zamanlarda servet, kötü zamanlarda bir sığınak ve iyi bir yol göstericidir.”
Her zanian ve her koşulda sığınağımızın ve rehberimizin bilim olması dileğiyle …
Figen Gürdöl
Mart 2019, İstanbul