₺1.525,00₺1.906,25 (-20%)
3 adet stokta
Netter Nöroloji
ISBN: 9789754209686
Yazar: H. Royden Jones
Çeviri: Doç. Dr. Ülkü Türk Börü
Basım Yılı: 2012
Baskı Sayısı: 1
Sayfa Sayısı: 984
NETTER NÖROLOJİ
Yaşamım boyunca nörolojide olağan üstü gelişmeler tahminlerin ötesinde oldu. Birkaçına bakarsak: En etkileyicilerinden birisi Awakenings’te Dr.Oliver Sach tarafından Parkinson Hastalığı’nda yeni farmakolojik yaklaşımların derin beyin stimülasyonu kadar etkili olduğunun ve mucizevi değişimlerin görüldüğünün bildirilmesidir. Bir diğeri ise merkezi ve periferik sinir sisteminde miyastenia gravis ve edinilmiş demiyelinizan polinöropati gibi hastalıklarda otoimmün patofzyolojinin gösterilmesidir. Bu hastaları tam anlamı ile ayağa kaldıran yeni ve alışılmışın dışında başarılı tedavi yaklaşımların gelişmesine öncülük etti. Derinlemesine yapılan nörofizyolojik teknikler, özellikle yeni ve etkili antikonvülzan tedavilerle durmayan nöbetleri olan ve sosyal yaşamı kötü etkilenen hastalarda cerrahi tedavinin rolünün artmasını sağladı. Son 10 yılda bazı etkin profilaktik tedaviler ile multpl sklerozun şifresi çözüldü; buna rağmen hastalığın erken döneminde etkili olabilecek yenilikçi ölçümlere ihtiyaç vardır. Yeni bulunan ilaçlar sayesinde psikiyatrideki arkadaşalar depresyon ve affektif bozukluklara yönelik spesifik ve etkin yeni ilaçlara sahiptir.
Nöroradyolojide direk karotis anjiografisi ve pnömoensefalografinin yerine geçen bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonansın bulunması iki bilim adamı grubunun Nobel’i tanımasına sebep oldu. Yeni ince kataterler sayesinde küçük damarlara girilip trombolitik tedavi verilmeye ve direkt olarak berry anevrizmasının içine tel koyulmaya başlandı. Pozitron emiysyon tomografisinin artık çeşitli nöbetleri ve nörodejeneratif hastalıkları anlamada önemli rolü oldu.
Spongioform ensefalopati çok önceden tanımlanmasına rağmen, Prusiner’ın prionların hastalığa sebep olabileciğini gösterdiği konsepti bir nörologa Nobel ödülü gitmesine sebep oldu. Bununla birlikte Alzheimer Hastalığı ve prion hastalıkları da dahil olmak üzere birçok nörodejeneratif ve sinir sisteminin biyokimyasal bozukluğunun etkin tedavisi yoktur. İstekli ve ileriye dönük birçok patofizyolojik çalışmalar yeni ve etkin tedavilerin bulunmasına öncülük edecektir, insan immün yetmezlik virüsü (HIV) pandemisi ortaya çıkınca bütün merkezi sinir sistemini etkileme potansiyeli bizi şaşırttı; 60 yıl önce penisilinle sitiliz ortadan kaldırıldığından beri ilk defa hem santral hem de periferik sinir sistemini beraber etkileyen nörolojik hastalığa şahit olduk. Bu kötü epidemi medikal endüstriyel komplekslerdeki araştırıcılarımızın engin görüşlerini vurguladı. 10 yıldan daha uzun süredir yeni gelişen edinilmiş immün yetmezlik sendromu hastası değerlendirmediğimizi kanıtlayan değişik tedaviler geliştirdiler.
Lou Gehrig hastalığı, amiyotrofik lateral skleroz, en büyük mücadeleyi verdiğimiz hastalıktır. Bu hastalık ve spinoserebellar ataksi gibi diğer nörodejeneratif hastalıklar hastalarda sırasıyla güç ve denge kaybına neden olur. Tüm nörologlar bu kompleks sorunların çözümünü sabırsızlıkla beklemektedir; biz de bunun yakın zamanda hızlanacağını umuyoruz. Başarılı olmak için çalışma arkadaşlarımıza DNA devrimi çerçevesinde ortaya çıkan keşifler tarafından yardım edilecektir; bu bulguların özellikle çocuk nörolojisi çerçevesinde genetik bozukluğu olan birçok hastamıza büyük yardımı olabilir.
Nörolojiye olan ilgim Chicago’da Noethvvestern Üniversitesi’nde birbiriyle bağlantılı iki olay sonrasında başladı. Bunların ilki çok bilgili bir nöroanatomici ve eğitici olan Ray Snider’dır. Onda karmaşık klinik konularla ilgili teşvik edici eğitimsel bir hediye vardı. İkincisi ise Frank H. Netter’in muhteşem sanatçılığı ve onun ilk Sinir Sistemi Resimler koleksiyonudur. Dr. Netter’in hünerli eserleri vücudun bu en karmaşık sistemini daha kolay ve net olarak kavramamı sağladı. Frank Netter kısa sürede benim tıp kahramanlarım arasında birinci oldu. O zamanlar iyi birer arkadaş olmamız şöyle dursun bir gün Dr. Netter ile yakın çalışma fırsatını bulacağımı hayal bile edemezdim. O, birkaç hekimin başarıyla taşıyabileceği özel bir kariyere sahiptir.
Çalışma arkadaşlarım bana sık sık Dr. Netter’le çalışmaya nasıl başladığımı sorarlar. 1978’de San Francisco’da Amerika Tıp Birliği toplantısında Dr. Netter’in eserleri sergileniyorken oradan not alarak geçiyordum ve tesadüfen CIBA (şimdiki adıyla Novartis) Eczacılık’a ait standı ziyaret ettim. O zamanlar Frank Netter dünyanın en prestijli tıbbi sanatçısıydı. Ben safça CIBA temsilcisine Dr. Netter’in mononöropatiler üzerine Klinik Sempozyum yapmayı düşünüp düşünmediğini sordum. Birkaç ay sonra Frank Netter’den fikirlerimi detaylıca belirtmemi rica eden bir mektup aldım, kısa süre sonra Frank’in
Palm Beach’teki stüdyosunda bu tıbbi sanatın simgesi ile sigara içiyordum. Bu toplantıda Frank benimle çeşitli klinik tabloları tartıştı. Sonra konunun resimlerini nasıl tasarlaması gerektiği ile ilgili önerilerimi sordu. Dr. Netter her zaman elindeki konuya uygun tıbbi konuyu tamamen anlamayı isterdi. Her konuyu resmetmek için en uygun yere birlikte karar verdik. Normal bir günde 12 ile 15 adet potansiyel konu buluyorduk, Frank planladığı taslak ile ilgili notlar alıyordu sonra onları bana gönderiyordu. Onu resim yaparken izlemeyi sevmeme karşın amatör olduğumdan dolayı yapabilir miyim diye sormadım. Çünkü bu anın bir şeyler oluşturmaya çalışan bir sanatçı için çok özel olduğunu biliyordum.
Güne genelde sabah saat 7 civarında başlardık. Netter resimlerinin devam eden ilgiye göre düzenlenmesine rağmen, ara sıra yeni bilgiler bunları eskitebiliyor. Örneğin, 1950’1erin ortasında torasik çıkış sendromu ile ilgili 20 adet resim çizdi. Ardından bu durumun genellikle geceleri olan, arara gelen uyuşukluk ve ellerde dikenlenme gibi bulguların sebebi olabileceğini düşündü. Sonraki yıllarda Mayo Klinik ve Oueens Square’de elektromiyografi kullanıma girdiği zaman asıl problemin median sinirin bilek düzeyinde tuzaklanması olduğu (karpal tünel sendromu), servikal kasta ile ilişkisi olmadığı gösterildi. Frank, torasik çıkış sendromu resimlerinden çok gurur duyuyordu ve onlardan birini yayınlamaması için çok ricada bulundum ama şimdi bilimsel olarak nadiren ilgi görüyor.
Sinir Sistemi 2. Kısım, Nöroloijk ve Nöromuskuler Hastalıklar 10 yılı aşkın süreden sonra oluştu. Bu, özellikle ‘beyin dekadında’ nörolojik bilimlerdeki büyük değişikliklere bağlıdır. Bu değişimlerin bir kısmından daha önceki paragraflarda bahsedildi, leon Learning System Netter’in resimlerini yayınlama izni alıp bu nöroloji kitabı için yardım istediklerinde daha fazla heyecanlanamazdım.
Nöroloji klinik bilimlerden en iyi ayarlanabileni olduğu için her bölüme klinik olguları ekleyerek kitaba hayat vermek istedim. Bu vakaların bir kısmı benim kendi hastam diğerleri de Lahey’deki diğer yazar arkadaşlarımın hastalarıdır. Bunu yaparken de ben ve arkadaşlarım nöroloji öğrencilerine tıp eğitiminin başındaki herhangi birisi, bir dost ya da düz bir doktor olup olmadığını konusunda özel alaka göstermek istiyorum. Biz bu vaka yönteminin hikaye ve muayeneyi vurgulayacağını, öğrencileri deneyimli bir uzman kadar aydınlatacağını düşünüyoruz. Muhtemelen buradaki hastaların bir kısmı anlayışlı okuyucularımızın iyi dostları olacaklar.
Nöroloji ve nörobilimler sürekli geliştiği için klasik Netter resimlerinin bir kısmını yenilemeye ihtiyaç duyduk. Bu önemli görevde yeni ressam arkadaşlarım göz doktoru olan John A. Craig ve kardiyolog Dr. Carlos A.G. Machado, Dr. Frank Netter’in izinden giderek resimlerin aslına uygun olarak yenilenmesinde yardım ettiler. Bu muhteşem ve yetenekli sanatçı ve doktorları tanımak bir onurdur.
Arkadaşlarım ve ben Netter Nöroloji kitabının nöroloji “öğrencilerine” profesyonel yaşamlarının her döneminde kullanışlı bir kaynak olmasını umuyoruz. Bunun ötesinde biz Frank Netter’in sanat eserlerinin nörolojik bilimlerde sonsuza dek uyarıcı alanlar arasına gireceğini, yeni bir tıp öğrencisi neslini teşvik edeceğini ve bunun nesilden nesile böyle gideceğini hissediyoruz.
H. Royden Jones
Burlington ve Baston, Massachusetts
Netter Nöroloji
Yorumlar
Henüz yorum yok.