Bilimsel Makale ve Tez Yazımı

Bilimsel Makale ve Tez Yazımı
BAŞLARKEN BİRKAÇ SÖZ
Bu kitabı yazmaya başladığımda asistandım. Şimdi yaklaşık 25 yıl öncesine dönüp baktığımda Türkiye’de internetin yeni yeni yaygınlaşmaya başladığını ve akıllı telefon diye bir şeyin adının dahi olmadığını hatırlıyorum. Daha evinde internet bağlantısı olmayan, hiç e-mail göndermemiş doktor arkadaşlarım vardı. O dönemde herkes internetin bilim dünyasındaki süreçleri çok değiştireceğini ve kolaylaştırdığını kabul ediyordu, bu nedenle şu anda elinizde tuttuğunuz kitap 1999’da ilk baskısını yaptığında adı “İnternet Desteğinde Bilimsel Makale ve Tez Yazımı” idi. Aslına bakarsanız bu iyi bir kitap adı değildi: Yedi kelime ve 43 harften oluşan bir kitap isminin iyi bir tercih olduğunu hiç kimse iddia edemez! Fakat bir kitabın adı, içeriğini yansıtmak zorundadır; yapacak bir şey yok! Yirmi yıl sonra şimdi elinizde tuttuğunuz bu yeni baskının kapağında İnternet kelimesi yok çünkü gerek kalmadı! İnternet hayatımıza öyle bir girdi ki, değil İnternetsiz bilimsel makale yazmak, bir saat bile geçiremez olduk.
Bu kitap sayesinde çok güzel dostluklar edindim, Türkiye’de ve yurtdışında çalışan birçok akademisyenle tanıştım. Bu tanışmaların bir kısmı direkt fiziksel görüşme ile oldu ama çoğu sanal ortamda e-mailler ya da telefonlarla gerçekleşti. Bu insanların çoğu bilime yeni başlayan gençler; bir bölümü 2ü’li yaşların sonunda ama çoğu 30’lu yaşlarda. Hem bu genç ve ümit vaad eden arkadaşlarıma ithafen, hem de bu popülasyona yeni katılacaklarını umduğum potansiyel okurlarıma atfen kitabın adına “yeni başlayanlar için” ifadesini ekleyecektim ama isim uzamasın diye bundan vazgeçtim.
Sevgili genç akademisyen arkadaşım, dünya değişiyor. Türkiye de değişiyor. Her yıl Türkiye’de birkaç yeni üniversite, birkaç yeni fakülte, eğitim-araştırma hastanesi açılıyor. Şu anda buraya Türkiye’deki üniversitelerin ve fakültelerin sayısını yazmamın bir anlamı yok. Çünkü bu kitap baskıya verilip, raflara girene kadarki zaman diliminde bile bu sayının değişeceğinden eminim.
Bundan neden söz ediyorum? Bu bilgilerin senin için önemi ne?
Eğer şu anda bu kitabı almış ve okumaya karar vermişsen akademiysen olmayı hedefliyorsun demektir. O halde, bilimsel çalışmalarını yapabileceğin kurum bulma olasılıkların her geçen gün artıyor. Lütfen bunun farkında ol. Bu çok önemli. Sabit bir kurumun, kadron ve maaşın olması bilimsel üretkenlik için büyük avantajdır. Değişen Türkiye’de en önemli açık, akademisyen açığıdır, özellikle de nitelikli akademisyen! Lütfen internetten yeni açılan üniversitelerin akademik kadrolarına bir bak. Kadrosunda sadece bir akademisyeni olan bölümler var, akademisyen bulunamadığı için açılamayan bölümler var, anabilim dalı başkanlığını (profesör ya da doçent bulunamadığı için) yardımcı doçentlerin yaptığı bölümler var. Bütün burılar senin önündeki kariyer fırsatlarının ne kadar fazla olduğunu gösteriyor.
Fakat lütfen dikkat… kurumlar aslında akademisyen aramıyor, “nitelikli akademisyen” arıyor. Nitelikli akademisyen için olmazsa olmaz laiter; uluslararası bilimsel makalelere sahip olmaktır. Bu kitap işte bunun için yazıldı.
İnsanlara yararlı olmak için bilirrıle uğraşan, bilim üreten siz değerli ve gerçekten az bulunan (genç) insanlara en derin sevgilerimle.
İstanbul, Çengelköy, 2016